Kendi Hücreniz İle Yenilenin

Vücudumuzda milyonlarca hücre mevcut. Bu hücrelerin büyük bir kısmı karaciğer, böbrek ve beyin gibi organlarımızda yerleşmiş ve bu organların işlevlerini gerçekleştiriyor. Liv Hospital Rejeneratif Tıp Kök Hücre Araştırma ve Üretim Merkezi Sorumlusu, Prof. Dr. Erdal Karaöz (Histoloji-Embriyoloji, Kök Hücre, Gen terapi ve Doku / Organ Mühendisliği Uzmanı) ’’Organlarımızın faaliyetlerinin devam etmesini sağlayan ve kişinin anahtar hücresi anlamına gelen kök hücre, son 10-15 yıldır laboratuarlarda çoğaltarak, kişiye özgün hücresel tedavilerde kullanılıyor. Kök hücreler, günümüzde  ortopedide kıkırdak lezyonlarında, estetik ve kozmetik cerrahide, iyileşmeyen yanık olgularında, kapanmayan yaralarda, diyabetik ayaklarda, kardiyolojik problemlerde kullanılarak çok başarılı tedavi sonuçları elde edilmektedir’’ dedi.  Prof. Dr. Erdal Karaöz, kök hücre ile ilgili merak edilenleri anlattı. 

 

Kök hücre günümüzde hangi amaçlı kullanılıyor?

Kök hücre kullanım alanları iki ana başlık altında incelenebilir. Kozmetik ve estetik cerrahi, ortopedi, dermatoloji ve kan hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Bununla birlikte, kök hücre tedavisinden umut bekleyen, tedavisi mümkün olmayan hastalıklarda var. Bunlar merkezi sistemini ilgilendiren; omurilik hasarı, ALS gibi nöro-dejeneratif hastalıklar, kas hastalıkları, organ yetmezlikleri, otoimmun hastalıklar ve görme kaybı ve yoksunluğunu içeren birçok göz hastalıkları gibi. Bu hastaların tamamı onaylanmış kök hücre esaslı tedavi protokollerini beklemektedir.

Kök hücre kanser yapar mı?

Değişik kaynaklardan kök hücre elde ediliyor. İnsan vücudundan elde edilen kök hücrelerin teorik olarak kanser yapmadığı biliniyor. Fakat insan embriyosundan (embriyonik kök hücre) kök hücreler elde edilirse eğer, bunlardan bir tanesi bile farklılaşmamış olarak insan vücuduna nakledilirse “teratom” denilen yani malign olmayan tümörler ortaya çıkabilir. Fakat, günümüzde onaylanmış ve onay bekleyen kök hücre esaslı tedavi protokollerinde kullanılan ve bizim erişkin kök hücre diye adlandırdığımız hücrelerin alıcıda kanser yaptığına ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır.

Kök hücre nasıl uygulanıyor?

Uygulamalardan ilki, ilgili dokunun -ki çoğunlukla lipoaspirat (göbek yağ dokusu) kullanılmaktadır- hastadan alınıp ameliyathane yada laboratuar koşullarında birtakım işlemlerden geçtikten sonra aynı seansta tekrar hastaya nakil edildiği yöntemdir. Bu uygulama saf kök hücre değil. Bu nakledilen hücre süspansiyonunda %5 oranında kök hücre mevcuttur. Çoğunlukla bizim vasküler fraksiyon olarak adlandırdığımız işlem sonrasında yağ dokusunda bol bulunan damar hücrelerini içermektedir. Bu yöntem, çoğunlukla plastik cerrahi ve ortopedi alanlarında kullanılmaktadır. İkinci uygulama ise, bir dokudan (bu yağ dokusu, kemik iliği olabilir) özel yöntemlerle ayrıştırılan kök hücrelerin laboratuarda çoğaltılıp, nakil için gerekli sayıya ulaşılana dek çoğaltılması esasına dayanmaktadır. Bu yöntem sonucunda elde edilen hücreler saf kök hücrelerdir. Çünkü mutlaka bizim karekterizasyon diye adlandırdığımız birçok testten geçiyorlar ve bu testlerin sonucunda kök hücre olabilme kriterlerine sahip islere kök hücredir onayını alıyor ve klin uygulamada kullanılabiliyorlar.  Hastaya nakil öncesinde de endotoksisite, mikrobiyal, ve virolojik testleri içeren kalite kontrol aşamaları gerçekleştirilmektedir. Sonrasında tüm bu testleri geçebilen hücreler tekrar hastaya naklediliyor. Örneğin, şu anda araştırma aşamasında olan omurilik hasarında, ölmüş kalp dokusunu yeniden yeşertmek için kalbe enjekte ediliyor. Ya da onaylanmış tedavi protokollerinde kullanılıyor. Tendon yaralarında, yanık yaralarının iyileştirilmesi gibi.

Kök hücre kimden alınıyorsa ona mı uygulanır?

Genel olarak kimden alınıyorsa ona uygulanıyor. Fakat, bazı durumlarda genellikle bağışıklık sistemiyle ilişkili sorunların çözümlenmesi amacıyla bir başkasının kemik iliğinden veya yağ dokusundan elde edilen kök hücreler kullanılmaktadır. Çünkü bu hücreler özellikleri gereği bir başkasına nakledildiğinde kişinin bağışıklık sistemi hücreleri onları yabancı olarak algılamıyor. Dolayısıyla, başkasından nakledilen hücreler aynı sizin kök hücrenizmiş gibi işlev görebiliyor. Buna allojenik nakil deniyor.

Alınan hücre 20 yıl sonra da kullanılıyor mu?

Teorik olarak mümkün. Hücreleri yeterli sayıda çoğalttıktan sonra bir kısmı hasta naklinde kullanılabilir. Bir kısmı da patoloji sonucunun sonrasında ya da istenilen sonuç alınmadığında, ikinci, üçüncü doz olarak da bu hücreler hastalara nakledilir. Bu amaçla hücrelerin bir kısmı uygun yöntemlerle -196 derecede sıvı nitrojen içeren tanklarda dondurularak saklanıyor. 20 yıla kadar saklanan hücrelerin canlılığını, fonksiyonlarını koruduğu biliniyor.